Modern Times (Modern Zamanlar) Filmi Sosyolojik Bakış

Modern Times

Filmin başlangıcında, büyük bir kitlenin fabrikaya doğru gittiğini görmekteyiz. İşçiler çalışmak için yerlerini alırken, patron, belirli bir zamandan sonra işçilerini o dönemde kullanılan kamera aracılığıyla gözlemlemektedir.Çünkü işçilerinin, işlerini yapıp yapmadıklarını merak etmektedir. Eğer yapmıyorlarsa, hemen müdahalede bulunup işin kaldığı yerden devam etmesini sağlayacaktır. Çünkü patron, yapmış olduğu bu üretimden en yüksek verimlilik ve karlılık sağlamayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda da, işçilerini gözetlemektedir. Filmin ana karakterlerinden biri olan ve Charles Chaplin'in canlandırmış olduğu Şarlo karakteri de, bu fabrikada işçi olarak çalışmaktadır. Bu fabrikada çalışan Charlie, montaj bandının başında durmakta ve hareketli bir şekilde geçen vidaları sıkıştırmaktadır. Yapılan bu iş, çok zor ve hareketli olduğu için herhangi bir nedenden dolayı aksama durumu söz konusu olduğunda fabrikada çalışan ustabaşı, hemen montaj bandını durdurarak duruma müdahale etmekte ve daha sonra iş kaldığı yerden devam etmektedir. Montaj bandında yapılan bu işte, her işçi belirli bir işe odaklanmaktadır. Örneğin, Şarlo montaj bandından geçen vidaları sıkıştırmakta, yanındaki iş arkadaşı vidaları sabitlemekte.Sonuç olarak, aynı montaj bandı üzerinde bulunan bir işte her işçi, o işe yönelik farklı görev ve sorumluluklarını yerine getirmektedir. Yerine getirilen bu görev ve sorumluluklar doğrultusunda işçiler, yanlarındaki çalışma arkadaşlarıyla hiçbir şekilde diyaloga girmemekte sadece kendi işlerine odaklanmaktadırlar. Çünkü işveren, işçilerinin bu şekilde çalışmasını istemektedir. Bu şekilde çalışan işçiler de, sadece tek bir işe yönelik uzmanlaşmaktadırlar. Ayrıca filmde, işveren üretimin hızlı bir şekilde devam etmesi için daha doğrusu işçilerinin hiç zaman kaybetmeden (ihtiyaç molası) sadece işlerine odaklanması için işyerine otomatik yemek yedirme makinesi getirtmiştir. Bu makineyi getirtmesinin sebebi ise, zamandan tasarruf etmek içindir. Çünkü işçiler, ihtiyaçları doğrultusunda ne kadar çok zaman harcarlarsa bu durum, üretici için sıkıntı demektir. Dolayısıyla üretici, hem işçilerinin ihtiyaçlarını karşılaması doğrultusunda hem de üretiminin hızlı bir şekilde devam etmesi için bu yöntemi tercih etmiştir. Filmde, bu makinenin nasıl kullanıldığını öğrenmek için işveren, denek olarak Charlie'yi seçmiştir. Yapılan deney sonucunda makine, istenilen sonucu verememiştir. Ancak zaman içerisinde, işçilerin yaptıkları iş monotonlaşmaya başlayınca bu durum onlarda psikolojik açıdan bir ruhsal çöküntü yaşatacaktır. Örneğin, Charlie hep aynı işi yaptığından ötürü bir süre sonra psikolojik açıdan bir bunalım yaşadı ve sonunda patronu tarafından akıl hastanesine yatırıldı. Sonuç olarak, bir işin sürekli olarak yapılması ve bu durumun da giderek monoton bir hal almaya başlaması işçi açısından çok olumsuz sonuçlar yaratmaktadır.Filmde; Charlie, akıl hastanesinden çıktıktan sonra yolda yürürken kendisini birden büyük bir kitlenin içerisinde bulur. Bu büyük kitle, pankartlar açarak grev yapıyorlardı.Ancak Charlie sadece elinde tesadüf eseri komünizmi temsil eden kırmızı bir bayrak tuttuğu için komünist provokatör zannedilerek polisler tarafından hapishaneye gönderilir. Aslında burada, düşüncelerini özgür bir biçimde ifade etmeye çalışan insanların, güvenlik güçleri tarafından onlara karşı yöneltilen müdahaleleri söz konusudur. Güvenlik güçlerine verilen bu yetki, ülkenin üst düzey yöneticileri tarafından verilmektedir. İnsanların, düşüncelerini ifade etme biçimleri engellenmeye çalışılmaktadır ve bazen de yanlış anlaşılmalar yüzünden de insanlar, suçlu konumuna düşmektedir. Tıpkı Charlie örneğinde olduğu gibi.Ayrıca o dönemde yaşanılan işsizlik sorunu da, insanlar açısından içinden çıkılmaz bir hal almaya başlamaktadır. Çünkü o dönemde yaşanılan teknolojik gelişmelerden ötürü artık, insan emeğinin yerini makineler almaya başladı ve dolayısıyla ücretli emeğin kol ve kafa gücüne duyulan ihtiyaç azaldı.Ayrıca fabrikalarda çalışan işçilerin, yaşanılan bu gelişmeler doğrultusunda herhangi bir müdahalede bulunmamalarını önlemek için işveren, onların örgütlenmesini engellemektedir ya da onları, işten çıkartmaktadır.İşten çıkartılan emek güçleri, bu duruma yönelik greve gitmektedirler ve kimileri de sadece hakkını savunduğu için olumsuz sonuçlar da yaşanmaktadır.Örneğin, filmde ana karakterlerden bir diğeri olan genç kızın babası, işsizdi ve gittiği grev sırasında öldürülmüştü.Yalnız kalan genç kız, karnını doyurmak için mecbur kaldığından dolayı hırsızlık yapmak zorunda kalmıştır. Bu duruma sürüklenen insanlar, aslında kendi kişilik yapılarıyla hiç ilişkili olmayan ve belki de hiçbir zaman akıllarından dahi geçirmedikleri ancak yapmak durumunda kaldıkları olumsuz durumlar gerçekleştireceklerdir ve bu durumlar onları yaşamları boyunca derinden etkileyecektir.Filmin ana karakterleri olan Charlie ve genç kız, tesadüf eseri kız karnını doyurmak için hırsızlık yaptığı sırada tanışmışlardır ve Charlie de bundan sonra kızın hem arkadaşı hem de onun koruyucusu olur.Beni en çok etkileyen sahne ikisinin polislerden kaçtıktan sonra bir ağacın altında hayal kurmalarıydı.Başlarını sokabilecekleri iyi bir ev ve karınlarını doyuracak güzel yemekler...Hepimiz farklı hayaller kurarız.Kimimiz bir araba hayali, kimimiz bir bilgisayar hayali.Ancak o dönemde yaşayan insanların tek hayali, iş bulmak ya da işlerinden çıkarılmamak.Çünkü işten çıkarıldıkları zaman onlar için tam bir yıkıntı durumu hakim oluyor.Çaresizlik başlıyor. İnsanlar sürekli olarak yeni iş arayışları hareketliliği içerisindedirler ama bu hareketliliğin sonucu ya iyi bir şekilde ya da kötü bir şekilde bitiyor.Örneğin, Charlie, genç kıza bakabilmek için sürekli olarak işe girer ancak bu işlerde çok fazla tutunamaz, işten kovulur ve şanssızlık eseri hapishaneye düşer.Genç kız da, bir gece kulübünde iş bulur, orada çalışmaya başlar ve Charlie 'yede çalıştığı yerden iş ayarlar.Artık rahata kavuştuklarını düşünürken tekrar başka bir olay çıkar ve buradan da kaçmak zorunda kalırlar.İnsanlar, bazı konular hususunda tam rahata erdiklerini düşünürken arada çıkan büyük pürüzler onları oldukça derinden etkilemektedir.Kimi insanlar da bu durumu kadercilik anlayışıyla özdeşleştirmektedirler: "Benim kaderimde yazılmış." Sonuç olarak, kapitalist sistemin hakimiyetini sağlamasıyla birlikte bu dönemde yaşanan teknolojik gelişmelerin de etkisiyle artık emek gücüne duyulan ihtiyaç yavaş yavaş azalmaya başlamıştır. Çünkü emek gücünün yapabildiği işleri, teknolojik icatlar kısa bir süre içerisinde ve çok çabuk ürün üreterek yapmaya başlamışlardır. Yaşanan bu durumlar da, emek gücünün işsiz kalmasına sebebiyet vermiştir.

Yorumlar

  1. Charlie Caplin sinemanın simgesi hayatı da onun balışları kadar hüzünlü. Bu güzel eserini yazıya aktardığınız ve bizimle paylaştığınız için teiekkür ederim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar